Sosyal Körelmelerimiz

Hayalgücümüz, yaratıcılığımız ve paylaşmak artık çok geride kalmış bir zaman içerisinde eski moda alışkanlıklar olarak kaldı.

“İçinde bulunduğumuz çağda görsel ve işitsel bombardımandan kaçmak neredeyse imkansız hale geldi. Zihinlerimiz, göz ve kulaklarımız artık ekran uyarıcılarına bağımlı hale mi geldi yoksa? İmgelememiz her geçen gün köreliyor. Bir kitabı süreklilik içinde başlayıp bitirebilmek, ağır aksak filmler, ders çalışmak, rapor okumak, çok sıkıcı bir hal aldı. Çocukken bizi uzun uzun bulutlara baktıran ve çeşit çeşit şekiller, hikayeler görmemizi sağlayan hayalgücümüz artık nerede? Peki telefonda hem de kablolu ev hatlarında uzun uzun yapılan sohbetler yerine bazen çoğu çalan telefonu görmezden geldiğimiz, asgari konuşmaları tercih ettiğimiz yalan mı? Sanki yüzyüze konuşmak dertleşmek paylaşarak rahatlamak yerine sosyal medyada ardı ardına akan kısa videolar, resimler ve hikayeler arasında günümüzü unutmaya çalışıyoruz. Hayalgücümüz, yaratıcılığımız ve paylaşmak artık çok geride kalmış bir zaman içerisinde eski moda alışkanlıklar olarak kaldı.”


Peki mutlu muyuz? dışarıdaki fiziksel dünya ve sosyal çevremizden koptukça depresyon ve anksiyete ilaçlarını üreten firmalar dışında kendimizde dahil kimse mutlu değil.
Yeniden bağ kuralım, görmek için bakalım, dokunalım hissedelim. Bir zamanlar bizi mutlu eden şeyleri hatırlayalım. Unutulmuş hobiler, el becerileri, gitmekten keyif aldığımız orman yolları, kitapçıları hatırlayalım. Dokunarak, fiziksel olarak ortaya çıkararak, koklayarak tadarak bir zamanlar bize hayal kurduran, umutlandıran mutlu eden herşey kabulümüz olsun.
Dijital arınmaya ihtiyacımız var. Saatlerce sosyal medya girdaplarında kaybolmadan, 1 dakika sonra unuttuğumuz binlerce komik, trajik, anlamsız görselle uyuşmadan, bize kalacak saatlerimizi kalıcı ve hatırlamaya değer pozitif duygular ile doldurmalıyız. Sevdiğiniz birine bir yelek mi örersiniz, bir orman yürüyüşü sonunda topladığınız yaprak yada taşlardan bir tablo mu yaparsınız? Kolayından bir puzzle da olabilir. Belki yardım kuruluşlarında gönüllü çalışarak; bakın ne kadar mutlu ve iyi durumdayız diyen instagram postlarının size hissettirdiği yetersizlik ve boşluk duygusunun yerini işe yarar olmanın tatmin edici ve pozitif tınıları ile değiştirirsiniz.
Bunu kendin ize koyacağınız belli kurallar çerçevesinde sistemli bir şekilde yapmayı tavsiye ediyorum deneyen ve işe yaradığını gören biri olarak. Telefonumun yatak odasına girmesi artık yasak. Uykuya geçişinizi kolaylaştıran eşlikçilerim artık iyi havalandırılmış bir oda, yumuşak ışıklın bir lamba ve kitabınız olmalı.
Ekran ile geçiştirdiğiniz zamanı not alın. Onlar ölü zamanlar. Hatırlamaya değecek bir şey içermeyen hayatınızdan kesip attığınız . Gün içindeki skorunuz azaldıkça keyfiniz yerine gelecek.
Hayatımıza değer katan anlar ailemiz ve sevdiklerimiz ile paylaştıklarımızdan oluşur. Komik kedi videoları buna dahil değil.

Konsantrasyon süreniz 5 dakika ile mi sınırlı artık
Ders kitabı yada rapor okumak midenize kramplar mı sokuyor?
Ritmi düşük filmler ruhunuzu mu çekiyor?
Telefonda yada yüzyüze uzayan sohbetler zulüm mü sizin için?
En son ne zaman hayal kurduğunuzu hatırlamıyor musunuz?
Tebrikler sosyal körelmeniz hayırlı olsun
Ve evet tüm bunlar ekranlardan aldığımız çok fazla uyarıcının beynimizi yanlış şartlamasından,sosyal medya, hızlı kısa videolar, DM’ler, Whatsapp’lar
Çare mi? Sizin için bir kaç önerimiz var.

MUTFAKTAN ÇIKABİLECEK ÇÖZÜMLER
Eski aile tariflerini çocuklarınız için güzel havalı bir defterde toplayabilirsiniz. renkli kalemler ve çizimlerle süsleyip harika bir aile yadigarı haline getirin.

Sizden sonra yazılacaklar için boş sayfa bırakmayı da unutmayın.
Aile gelenekleri şahanedir. bizi mutlu ederler.
Hatırlamak, Yazmak, oluşturmak, duyularımızı kullanmak zihnimizi tekrar harekete geçirmek için harika yollardır. Araya bir kaç aile fotoğrafı yapıştırın; Büyük Halamın meşhur ıspanaklı böreği sayfasına onunla bir resminizi iliştirin. Sonuçta harcadığınız çabaya değecek, gurur duyulacak bir eser ortaya çıkarmış olacaksınız. Yeni bir aile geleneği başlatmak, bunun çocuklarınıza geçecek bir yadigar olduğunu bilmek ne güzel olur.
Tarif kullanmadan size ait bir yemek icat edin
Tarif kullanmadan sadece duyularınıza ve tecrübenize güvenerek bir yemek yada hamur işi icat edin. O da sizin meşhur reçeteniz olsun.
Tarif defterine gururla benim tariflerim bölümü eklemeyi unutmayın.

DOĞADAKİ ÇARELER…
Sohbetinden keyif aldığınız bir arkadaşınızla bir termos çay ve sandviç eşliğinde doğada bir yürüyüş yapın. Kural : Acil durumlar dışında telefona dokunmak yok ve evet selfie çekmek için bile.
Neden öğrenmeyesiniz?
Doğada kamp ateşi yakmak
Balık tutmak
Bunlar nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız öğrenmek için harika kendine meydan okumalar olabilir. Youtube videosu olmadan da yapabilirsiniz, tıpkı insanoğlunun binlerce yaptığı gibi. Belki daha uzun sürer ama tanıdığınız bu işlerden anlayan bir arkadaştan yada uzun zamandır ziyaret etmediğiniz bir aile büyüğünden yardım isteyebilirsiniz.

Fotoğraf çekmeye bir süre ara verebilirsiniz, özlediğinizde fotoğraflara bakmak yerine tekrar gitmek zorunda kalırsınız.
Hatırlamak istediğiniz zaman duyu hafızanıza ve o gün yaşadığınız duygulara güvenin. Beynimizi besleyeceğimiz pozitif duygular , renkli manzaralar hayalgücümüzü ve imgelememizi tekrar canlandıracak.

Open Book